Hz. Peygamber Mekke’de baş gösteren kıtlık döneminde amcası Ebu Talip’in en küçük oğlu Hz. Ali’yi yanına alıp bakımını üstlendi ve onun her türlü ihtiyacını gidermeye çalıştı. Onu iyi tanıdığından kabiliyetlerinin gelişmesi için bütün imkânları hazırladı. Hz. Ali kısa sürede okuma-yazmayı öğrendi ve ilmi alanda yetkin bir kişi haline geldi. Hz. Peygamber onun bilgi ve becerisini, İslam’ın tebliğ ve yayılma sürecinde değerlendirdi. Onu vahiy kâtibi olarak görevlendirdi.

Bu parçadan Hz. Peygamber ile ilgili olarak,

I. Vefalı bir kişiliğe sahiptir.
II. Gençlerin eğitimine önem vermiştir.
III. Amcalarının daima desteğini almıştır.
IV. Görevlendirmelerde yakınlarına öncelik tanımıştır.

yargılarından hangileri söylenebilir?

Musab b. Umeyr, Allah yolunda İslam davası için mücadele etmiş önde gelen sahabelerdendir. Mekke’nin en zengin ve asil ailesine mensup olan refah ve bolluk içinde yetişmiş, kılık kıyafeti, nezaketi ile herkesin beğenisini kazanmış bir kişiydi. Son derece zeki ve akıllı aynı zamanda güzel ve açık konuşmasıyla da herkesin gıpta ettiği bir gençti. 18 yaşında Müslüman olunca ailesi bu duruma karşı çıktı. Ailesi onu İslam’dan vazgeçirmek için her çareye başvurdu. Ama Musab, iman etmeyi her şeye tercih edip, ailesini de servetini de terk edip Habeşistan’a hicret etti. Medine’ye de ilk hicret eden sahabe ve İslam tarihinde görevlendirilen ilk öğretmen olmuştur. Zengin bir ailenin çocuğu olarak varlık içerisinde dünyaya gelen Musab, Uhud’da şehit düştüğünde üzerindeki şal ile başını örttüklerinde ayakları, ayakları örtüldüğündeyse başı açık kalmıştır. Nihayet Hz. Peygamber’in emriyle şal ile başı örtülmüş, ayaklarına da ot konulmuştur. Hz. Peygamber onun bu durumu üzerine “Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.!” (Ahzâb suresi, 23. ayet) ayetini okuyarak Musab’ın cennetliklerden olduğunu söylemiştir.

Musab b. Umeyr’in hayatıyla ilgili verilen bilgilerden aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

Kur’an-ı Kerim Hz. Âdem ile Hz. Nuh’un kaybeden evlatlarının hikâyesini de taşır bizlere. Biri kıskandığı için kardeşini, diğeri Allah’a sığınmak yerine tercih ettiği için dağları, kaybetmiştir imtihanını. Kur’an’ı Kerim, Nuh’un oğlu misali gemiyi görmezden gelerek dağa sığınanı ve kıskandığı için kardeşini kuyunun karnında terk edenleri değil Yakupların özlediği, darda Allah’ı unutmayan, varda yolunu kaybetmeyen, çağın bataklıklarında boğulmayan Yusuf modelli gençleri takdir eder.

Bu parçadan Kur’an’ın övgüyle bahsettiği gençlerin özelliklerinden hangisine ulaşılamaz?

“Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü. ‘Rabb’im budur.’ dedi. Yıldız batınca da ‘Batanları sevmem.’ dedi. Ayı doğarken görünce, ‘Rabb’im budur.’ dedi. O da batınca, ‘Rabb’im bana doğru yolu göstermezse elbette yolunu şaşırmış kimselerden olurum.’ dedi. Güneşi doğarken görünce, ‘Rabb’im budur; zira bu daha büyük.’ dedi. O da batınca dedi ki: ‘Ey kavmim! Ben, sizin (Allah’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. Ben, onun birliğine inanarak yüzümü, gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.”

(En’âm suresi, 76-79. ayetler)

Hz. İbrahim ile ilgili verilen ayetlerden;

I. akıl yürütme ve tefekkür,
II. astronomi ilminin önemi,
III. tevhit inancına sahip olma,
IV. gök cisimlerinin yaratılma sebebi

çıkarımlarından hangilerine ulaşılabilir?

Hz. Peygamber, vefatından kısa bir süre önce onu, aralarında Hz. Ebu Bekir gibi önde gelen isimlerin de bulunduğu bir orduya komutan olarak atamıştı. Hz. Muhammed (sav.) bu tercihiyle İslam’ın öngördüğü yönetim anlayışında sınıf ve yaş farkının değil, ehliyet ve liyakatin asıl olduğunu fiilî olarak göstermiştir.

Verilen parçada bahsi geçen sahabe aşağıdakilerden hangisidir?

“Sebat et, genç dostum sebat et! Damlaya damlaya göl olur. Ve aynı noktaya düşen damlacıklar zamanla mermeri bile deler.”

Ali Fuad Başgil’in bu öğüdü aşağıdaki hadislerden hangisinin mesajıyla anlamca aynı doğrultudadır?

• Hz. Muhammed’in (sav.) peygamberliğine ilk iman edenlerdendir.
• Hz. Peygamber vefat ettiğinde, onun vasiyeti üzerine cenaze hizmetlerini yapmıştır.
• Savaştaki cesaret ve kahramanlığından dolayı “Haydar-ı Kerrâr” (döne döne savaşan) ismi verilmiştir.

Özellikleri maddeler halinde verilen sahabe aşağıdakilerden hangisidir?

Kuran-ı Kerim’de insanları dine davet ederken ya da nasihatte bulunurken dikkatli bir üslubun kullanılmasının gerektiği öğütlenir.

Buna göre aşağıdaki ayetlerin hangisi bu duruma örnek olarak gösterilemez?

Musab b. Umeyr, bir bahçede, etrafında bulunan Müslümanlarla sohbet ediyordu. Bu sırada Evs kabilesinin reislerinden olan Üseyd, elinde mızrağı olduğu halde gelip, hiddetle konuşmaya başladı: “Siz bize niçin geldiniz, insanları aldatıyorsunuz! Hayatınızdan olmak istemiyorsanız buradan derhal ayrılın!” dedi. Onun bu taşkın halini gören Musab, “Hele biraz otur! Sözümüzü dinle. Maksadımızı anla, beğenirsen kabul edersin. Yoksa engel olursun…” diyerek gayet nazik bir üslupla karşılık verdi. Üseyd sakinleşip mızrağını yere saplayarak oturdu. Musab ona İslam’ı anlattı ve Kur’an-ı Kerim okudu. Kur’an-ı Kerim’in eşsiz belagati ve akıcı üslubunu işiten Üseyd kendini tutamayıp, “Bu ne kadar güzel ve iyi bir sözdür. Bu dine girmek için ne yapmalı?” diye sordu. Musab, onun bu sözü üzerine ona kelime-i şehadeti öğretti ve o da Müslüman oldu.

Bu metinde Musab b. Umeyr’in tutumuna, aşağıdaki ayet ve hadislerden hangisi örnek olarak gösterilemez?

“Allah’a andolsun ki Mekke şehrinde birine zulüm ve haksızlık yapıldığı zaman, kim olursa olsun hepimiz, kendisine hakkı verilinceye kadar tek bir el gibi hareket edeceğiz; deniz süngeri ıslattığı ve Hira ile Sebîr dağları yerlerinde kaldığı sürece bu yemine aykırı davranmayacağız ve birbirimize malî açıdan destek olacağız.”

Buna göre Hilfü’l-fudûl yemini ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?