11. Sınıf Felsefe Tarama Testi Test 6

%%PERCENTAGE%%
Doğru Sayısı: %%SCORE%%
Yanlış Sayısı: %%WRONG_ANSWERS%%
Boş Sayısı: %%BOS%%

Soru 1

“...Bütün insanlara mutluluğu hakikatte mi yoksa yanlışta mı bulmak isterdiniz diye soruyorum; bu soruma hepsi evet mutluluğu hakikatte bulmak isteriz diyorlar. Bu mutluluk da hakikatin ta kendisi, ışığım ve yüzümün esenliği olan senden doğar Tanrı’m. Bu mutluluğu herkes ister, evet bu biricik mutluluğu herkes ister, hakikatten gelen bu mutluluğu herkes ister. (...)

Augustinus’un bu sözlerinden hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A
Hakikati arayan insan özünde Tanrı’yı aramaktadır.
B
Yanlış yoldan giderek mutluluğa ulaşmak olanaksızdır.
C
Mutluluk tamamen insanın kendisinden kaynaklanır.
D
Tanrı’nın bilgisi, insanı mutluluğa götürür.
E
Mutluluk hakikatten, hakikat ise Tanrı’dan doğar.
Soru 2

“Sakinlerinin ancak saadete erişmek maksadıyla yardımlaştıkları bir şehir, fâzıl bir şehir olur. Zaten saadete erişmek maksadıyla kurulan her topluluk da fâzıl bir topluluk sayılır. Onun içindir ki bütün şehirleri saadete erişmek maksadıyla el ele vererek çalışan bir millet de fâzıl bir millettir; bütün milletleri, saadete ulaşmak maksadıyla el birliğiyle çalışan bir dünya da fâzıl bir dünyadır. Fâzıl şehir tam sıhhatte bir vücuda benzer. Bütün uzuvları onu hayat devresinin sonuna kadar muhafaza etmek hususunda yardımlaşırlar.”

Buna göre, bir şehri “fâzıl şehir” hâline getiren temel toplumsal değerler aşağıdakilerden hangisinde birlikte verilmiştir?

A
Saygı ve sevgi
B
İş birliği ve yardımlaşma
C
Çalışmak ve üretmek
D
Özgürlük ve bağımsızlık
E
Sadakat ve bağlılık
Soru 3

Gözümüz yıldızlara bakar ve onların sadece küçük bir altın lira büyüklüğünde olduklarını görür. Daha sonra astronomi ilminin delilleri, o yıldızların dünyadan kat kat daha büyük olduklarını ortaya koyar. İşte duyu organlarından biri, buradakine benzer bir hükme varıyor. Daha sonra akıl hakemi ortaya çıkarak duyu organlarının verdiği hükmün savunulmayacak şekilde yanlışlığını ortaya koyuyor. Böyle düşünmeye başlayınca duyu organlarım bana şu sözlerle karşı çıktılar: “Aklınla elde ettiğin bilgilere karşı duyduğun bu güvenin daha önce duyu organlarınla elde ettiğin bilgilere karşı duyduğun o güven gibi olmadığından nasıl emin olabilirsin? Öyleyse akıl hakemi ortaya çıkarak duyu organlarının verdiği bilgilerin yanlışlığına nasıl hükmettiyse akıl idrakinin ötesinde başka bir hakem doğabilir ve onun sağladığı bilgilerin yanlış olduğuna hükmedebilir.”

Gazali bu görüşleri ile aşağıdaki bilgi felsefesi akımlarından hangisi içinde değerlendirilebilir?

A
Rasyonalizm
B
Empirizm
C
Entüisyonizm
D
Pozitivizm
E
Kritisizm
Soru 4

İbni Rüşd, “Dine göre felsefe ve mantıkla uğraşmak mubah mıdır, yasak mıdır?” sorularına yanıt ararken işe felsefenin tarif ve amacını belirlemekle başlar. İbni Rüşd’e göre felsefe varlık üzerinde esaslı araştırmalarda bulunmalı ve son tahlilde var olan her şeyi Allah’ın mevcudiyetine delaleti bakımından değerlendirmelidir. İnsanın varlık hakkındaki bilgisi ne kadar mükemmel olursa, yaratıcı hakkındaki bilgisi de o derecede mükemmel olur.

Buna göre, İbni Rüşd’ün din ve felsefe ilişkisi konusunda aşağıdakilerden hangisini savunduğu söylenebilir?

A
Felsefe din ile çatışmaz, aksine uzlaşır.
B
Din, felsefenin eleştirelliğini kabul edemez.
C
Felsefe ve inanca dayalı sorgulama dikkatli yapılmalıdır.
D
Felsefe dinsel hakikatleri bilemez.
E
Dinsel inançlar, felsefi araştırma konusu olduğunda zayıflar.
Soru 5

“Eskiden bize doğru görünen tüm şeylerden, hatta kendiliklerinden oldukça açık olmalarına karşın, matematiğin kanıt ve ilkelerinden bile, çoğu kişi bu konular üzerinde usavurma yaparken aldanmış oldukları için onlardan yine kuşkulanacağız. (…) Kendilerinden en ufak bir biçimde kuşkulandığımız her şeyi bu şekilde yanlış göreceğimiz gibi aynı zamanda geri de çevirebileceğimizi varsayarken ne Tanrı ne gök ne de yerin var olmadığını ve bir bedenimizin de olmadığını kolayca kabul ediyoruz ancak aynı biçimde tüm bu şeylerin gerçeğinden kuşkulanırken var olmadığımızı varsayamayız. (…) Var olmasaydık kuşku duyamazdık, bu da edinebileceğimiz ilk doğru bilgidir. (…)” Descartes, her şeyden şüphe etmenin
mümkün olduğunu düşünmekte ancak şüphe eden insanın, şüphe ettiği anda; şüphe etmek için düşünen varlığın zorunlu olarak var olduğunu kabul etmektedir.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi Descartes’in görüşlerini ifade eder?

A
İnsan her şeyin ölçüsüdür.
B
Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez.
C
Anlamadığım için inanıyorum.
D
Bilgi, güçtür.
E
Düşünüyorum, o hâlde varım.
Soru 6

Spinoza “Ethica” adlı yapıtında ontolojik zeminli ve geometrik çıkarım yöntemine dayalı bir etik anlayışını ortaya koymaktadır. Tanrı ve doğayı özdeşleştiren Spinoza için, tanrısal ve doğal zorunluluğu aşan bir özgür insani iradeden söz edilemez. İnsani bireysellik ve öznellik düzleminde özgürlük, var olan doğal zorunluluğunun bilincine uygun bir tarzda davranmak olabilir. İnsan için kötülük olabilir fakat sonsuz ve tözsel varlık olarak Tanrı için kötülük yoktur. Tanrısal planda her şey belli bir yasallık ve zorunluluk tarafından belirlenmektedir. İnsanların etik açıdan yapması gereken en önemli şey, tanrısal zorunluluğun bilinciyle davranmak ve olup biten şeylerin neden olup bittiğine dair gerçek bir kavrayış ve iç görüye sahip olmaktır. Böyle bir kavrayış ve içgörü kişiyi köleleştiren kötülük algısından ve dolayısıyla edilgin ve mutsuz edici duygulardan özgürleştirecektir.

Bu parçada, aşağıdaki düşüncelerden hangisi vurgulanmaktadır?

A
İçinde insanın da olduğu doğada sıkı bir zorunluluk vardır.
B
Rastlantı ve zorunluluk, birbirini tamamlayan kavramlardır.
C
Doğanın özgür iradesi tesadüflere izin verir.
D
Dışsal zorunluluk insanın iç dünyasını da belirler.
E
İnsanlar, mutluluklarının kaynağını bedende aramalıdır.
Soru 7

Hobbes insanların doğal durumda eşit olduklarını, kendi istek ve amaçları doğrultusunda birbirleriyle mücadele ettiklerini belirtir. Ona göre insanın kavga nedenleri rekabet, güvensizlik, şan ve şeref üzerinedir. Devlet olmadıkça herkes herkese karşı daima savaş hâlindedir. Buradan şu açıkça görülür ki insanlar hepsini birden korku altında tutacak genel bir güç olmadan yaşadıkları vakit, savaş denilen o durumun içindedirler ve bu savaş herkesin herkese karşı savaşıdır.

Bu parçada, devlet otoritesi aşağıdakilerden hangisi ile meşrulaştırılmaktadır? 

A
Tanrı buyruğu
B
İnsan doğası
C
İyi ideası
D
Ahlaki gereklilik
E
Eşitlik ideali
Soru 8

Francis Bacon’a göre insanoğlu doğaya egemen olmak istiyorsa, doğayı bilmeli ve onun yasalarından haberdar olmalıdır. Bu durumda insan doğayı kontrol altında tutarak dilediği gibi yararlanabilir. Bu uğurdaki tek doğru araç bilimdir. “Bilgi, güçtür.” ifadesi Rönesans’ın yeni doğa ve insan anlayışının etkisindeki Bacon’ın felsefesinin iki kelimelik özeti gibidir. Doğanın gücünün karşısına korkmadan çıkabilmenin yolu, Bacon’a göre bilgidir.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi insanı doğa karşısında güçlü kılar?  

A
Geçmişten aktarılan bilgilerin doğru kabul edilmesi
B
Doğanın insana göre daha değerli olduğu düşüncesinin benimsenmesi
C
İnsanın öğrenme yeteneğinin geliştirilmesi
D
İnsanın doğaya egemen olması
E
İnsanın ahlaki olarak eğitilmesi
Soru 9

Peloponez Savaşları sırasında Atina kültürünün yıkılmasını gözlemleyen Platon, sağlam temellere dayalı bir siyasal rejimi tarif eden ve ütopya için bir taslak olabilecek “Devlet” adlı kitabını yazmıştır. Orta Çağ patristik dönemin en bilinen filozoflarından Augustinus, Roma’nın doğudan gelen kavimler tarafından yakılıp yıkılmasına şahit olmuş ve mutluluğu öteki dünyada konumlayan “Tanrı Devleti” adlı ütopyayı yazmıştır. Thomas Hobbes, İngiltere’deki iç savaş sırasında yaşanan kargaşa ve kural tanımazlığa tepki olarak “Leviathan”ı yazmış, barış ve refah içinde yaşayan bir devlet yaratmaya çalışmıştır.

Bu parça, ütopyalarla ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A
Bu dünyada mükemmel toplumu kurmanın mümkün olmadığını gösterme amacı taşır
B
Yazıldıkları dönemin toplumsal koşullarından etkilenir.
C
Halkın mutluluğunu getirecek bir rejimin mutlaka olduğunu ifade eder.
D
Toplumda ideal olan yaşam biçiminin kişiden kişiye değiştiğini göstermek amacındadır.
E
İnsanların bencil arzularının otoriter bir yönetim eliyle kontrol edilmesini dile getirmektedir.
Soru 10

Paradigma kuramsal yasalar ve genellemelerle, belirli bir bilim topluluğu üyeleri tarafından benimsenen yöntem ve tekniklerden oluşur. Dolayısıyla belirli bir bilim alanında ne gibi sorunlar bulunduğu ve geçerli yöntemlerin hangileri olduğu gelecekte araştırma yapacak kuşaklara paradigma yoluyla öğretilir.

Buna göre, paradigmanın temel işlevi aşağıdakilerden hangisidir?

A
Doğa yasalarının bilimsel kavramlarla ifade edilmesi
B
Bilimsel araştırmaların belirli bir sistem içerisinde yapılması
C
Bilimsel yöntem ile felsefi yöntemin ayrılması
D
Bilim insanlarının, olgusal açıklamalar ile gerçekliği ifade etmesi
E
Bilimsel gelişmeyi engelleyen sorunların çözülmesi
Üyelerimiz test çözdükçe puan kazanmakta ve kazandığı puanlarla ücretsiz kitaplar alabilmektedir. Şu an üye girişi yapmadığınız için puan kazanamayacaksınız.
SINAVI BİTİR
Toplam 10 Soru.
Liste
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
12345
678910
Son
Geri dön



Bildir

Test İstatistikleri (Ortalama)

Başarı Tablosu

İsim Soyisim Doğru Yanlış Süre
Takip Et
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör