Soru 1 |
Çevremde dayak kadar zararlı gördüğüm bir eski eğitim yolu da öğüt vermektir . Hiçbir çocuğun öğüt lere kulak astığını görmüş değilim. Tersine, öğüt dinlemekten bunalan, kafasına zorla sokulmak istenen akla karşı koyan çocuklar, gençler görmüşümdür. Dayak gibi öğüt de tepeden inme bir eğitimdir. O da bir çeşit ezme, küçültmedir insanı. Öğüt veren, örnek olmayandır çoğunlukla. Oğluna durmadan yalan söyleyen bir babanın doğruluk öğütleri vermesinden daha gülünç ne olabilir? Çocuk da söze değil, işe bakar.
Bu parçada başvurulan anlatım biçimi aşağı dakilerden hangisidir?
Açıklama | |
Tartışma | |
Öyküleme | |
Betimleme |
Soru 2 |
Bir ses duydum, dönüp baktım: Bir kadın
Gözler dönük, kaşlar çatık, yüz dargın
Derileri çatlak, bağrı kapkara
Sağ elinin nasırında bir yara
Başında bir eski püskü peştemal
Koltuğunda bir yamalı boş çuval
Bu dizelerde aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır?
Kişisel duygulardan | |
Betimleyici anlatımlardan | |
Örneklemelerden | |
Karşılaştırmalardan |
Soru 3 |
Nisanın sonuyla mayıs başları birkaç günlüğüne adaya binlerce, on binlerce sayısız türde kuş, nereden gelirlerse her yıl gelirler iki tepenin arasını üst üste doldururlar. Yeryüzü gökyüzü kuşa keser. Bütün adayı bir kuş cıvıltısıdır alır. Kuş cıvıltısından deniz ne kadar dalgalı olursa olsun, dalgaların sesi bile duyulmaz. Bunlara yaban güllerinin , çi çeklerin, otların kokusu da karışınca adanın keyfine doyum olmaz.
Bu parçada ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyularla ilgili ayrıntıların hangisinden yararlanılmamıştır?
Görme | |
Koklama | |
İşitme | |
Dokunma |
Soru 4 |
Afrika'nın bazı ülkelerinde yıllardan beri açlık, sefillik devam ediyor. Araştırmacılar açlıktan ölen insan sayısının 2 milyona ulaştığını açıklamıştı. İlk araştırma 1998 yılında yapılmış ve bu sonuç çıkmıştı. Açlık ve yokluk bugün de sürdüğüne göre bu sayının 4 milyona çıktığı düşünülmektedir.
Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisi kullanılmıştır?
Tanımlama | |
Benzetme | |
Sayısal veriler | |
Tanık gösterme |
Soru 5 |
Kalbimiz , çok uzun bir kanal sistemine kan gönderir ki bu sistemi oluşturan damarlar uç uca eklendiğinde uzunluğu ortalama 268 bin kilometreyi bulur. Dünyanın çevresi yaklaşık 40 bin kilometredir. Bu insandaki damarları uç uca eklediğimizde dünyanın çevresini altı yedi defa sarabilir. Kalp , kanı öyle güçlü pompalar ki çıkan kan, bütün damarları dolaşır. Sonra kalbe geri döner.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur ?
Karşılaştırma | |
Açıklama | |
Tanımlama | |
Sayısal veriler |
Soru 6 |
Cami, medrese ve türbe gezmelerini yeterli bularak eski Kayseri evlerini görmek istedim. Kayseri'nin son yıllara kadar çok önemli ve zengin bir yer olarak kaldığını anlamak için bu eski Kayseri evlerinden bir ikisini mutlaka görmelidir. Dolambaçlı sokakların yüksek duvarları ardında gizlenmiş ve içlerindeki görkemin kestirilmesi bütünüyle olanaksız birçok ev ve konak gördük. Yüz, yüz elli hatta bir ikisi iki yüz yıllık , tavanları birer kaside kadar süslü, mutfakları Ankara 'da yerlerine apartman kurulacak kadar geniş, avlularının şadırvanlarında inek ahırı yapılmış birçok odaları bütünüyle yıkılıp kapatılmış ve en az yıkık olanlarının duvarlarına sinema yıldızlarının kartpostalları asılmış.
Bu parçada aşağıdaki anlatım yollarından hangileri kullanılmıştır?
Benzetme - Karşılaştırma | |
Örnekleme - Tanımlama | |
Benzetme - Alıntı yapma | |
Tanık gösterme - Sayısal veriler |
Soru 7 |
Gül bahçesi... Kırmızı, pembe, sarı güller... Çevreyi gül kokusuna boğan, rengarenk güllerin yetiştiricisi genç bir bağcıydı. Geçimini sağlamak bir yana, bir gülün açmasıyla sanki bayram ederdi. Bahçede değil de sanki kalbinde büyütürdü, tomurcuklarını. Gül mevsiminde bağcı, kendisini kaybederdi adeta.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangileri ağır basmaktadır?
Açıklama - Betimleme | |
Öyküleme - Betimleme | |
Tartışma - Açıklama | |
Öyküleme - Tartışma |
Soru 8 |
Halk şairlerinin asıl kaynağı halktır. Köy halkı arasından da çıkar, göçebeler arasından da; kasaba arasından da çıkar, şehirden de... Pek saymaya , sınırlamaya değmez. Çünkü bir saz şairi köyde doğar, köy köy, oba oba dolaşır; arı gibi her çiçekten bal alır. Bu bakımdan doğdukları yerin de, gezip dolaştıkları yerin de izlerini taşırlar ama asıl "ayırıcı nitelikleri" yerleştikleri, yetiştikleri sosyal çevrelerden gelir. Daha çok o çevrenin, o zümrenin geleneklerine bağlanırlar; onların görüşlerini, duyuşlarını ifade ederler. Bu çevrelerin belli başlıları: köy ve oymaklar, kasaba ve şehirler, yeniçeri ocaklarıdır.
Bu parçada başvurulan anlatım yolu aşağıdakilerden hangisidir?
Tanık gösterme | |
Tanımlama | |
Karşılaştırma | |
Örnekleme |