Soru 1 |
Benim sözlerimde çelişki aramanız boşunadır. Ben, hiçbir şeyi kesin olarak söylemem. Çelişki, kesin söz söyleyenlerin yazılarında aranır. Ben bazı şeyler üzerinde düşünürüm: okuduğum kitaplardan birtakım düşünceler alırım. Kendimi, düşüncenin de duygunun da pek doğru olan o basit günü birlikteliğine bırakmışımdır. Bugün böyle, yarın şöyle düşünebilirim. Kimseye yol göstermeye kalkmıyorum ki! Bir tek gerçek olduğuna inanmam, gerçekler vardır; onlardan ne kadar çoğunu kendimizde toplayabilirsek, birbirine tutmuyor gibi gözükenleri içimizde ne kadar uzlaştırabilirsek insanoğlunu , dünyayı doğayı o kadar anlarız. Kesin sözden kaçınmam, karşıtını inkar etmek olacağı içindir. Hiçbir gerçeği inkar etmek istemem .(1, 2 ve 3. soruları metne göre yanıtlayın.)
Metnin türü aşağıdakilerden hangisidir?
Köşe yazısı | |
Eleştiri | |
Makale | |
Deneme |
Soru 2 |
Metinde anlatılanlar bir cümleye indirgenmek istense aşağıdakilerden hangisi en uygunudur?
Her insanın bir tek gerçek işi vardır: kendine giden yolu bulmak. | |
Bilgi alınıp satılamaz, sadece bilgiyle yaratılanlar alınıp satılabilir. | |
Gerçeğin en büyük dostu zaman, en büyük düşmanı tarafgirlik ve en sadık arkadaşı da alçakgönüllülüktür. | |
Siz görmezden gelseniz de gerçekler var olmayı sürdürürler. |
Soru 3 |
Aşağıdakilerden hangisi bu metin için söylenemez?
Karşısındakiyle konuşur gibi bir anlatımla yazılmış. | |
Kesin yargılardan kaçınılmış. | |
Düşünceleri ispat etme yoluna gidilmemiş. | |
Örneklere yer verilmiş. |
Soru 4 |
Afyon’dan kaç kere gelip geçtim. Yeni moda garının her köşesi ezberimde. Bekleme salonu iri kara levhalar. Çocuk Esirgeme kurumu’nun, şunun bunun beceriksizce çizilmiş sağlık afişleri. Yahut köşede bir yazı: “105 No’lu katar 100 dakika ” Hele o kantinin rezaleti. Buğu, buğu. Duman duman. Üst üste asker. Traşı gelmiş bir acar garson: “Geliyor beyim, varıyor beyim.” Dışarda, raylarda hep düdük sesleri, hep lokomotifler, hep drezinler. Saatlerce bekliyoruz. Bu metnin türü aşağıdakilerden hangisidir?
Hikaye | |
Destan | |
Gezi yazısı | |
Deneme |
Soru 5 |
Büyük sanat eserleri yol göstermek, düzeltmek isteğinden değil, yaratmak ihtiyacından doğmuşlardır. Sanat adamı her insan gibi bir çevre içindedir . Orada olup bitenlerin onda derin yankılar uyandır mamasına imkan yoktur. Ama bütün bunlar bilinçaltında bir süre bulunmadan , hemen ve olduğu gibi sanat eserine dönüşemezler. Varlığın bu karanlık bölgesinde unutulmuş sanılan, gerçekte ise bir ritim ve iklim halinde esrarlı bir surette yaşayan yankılar, bunalıyorlarmış gibi kurtulmak çarelerini ararlar. İnsan düş görerek, sanat adamı yaratarak bu iç baskıdan kurtulurlar. Mutlu bir rastlantı, bazen tatlı bir bahar ışığı, bazen ağızda eriyen bir kurabiye, şairden şaire, romancıdan romancıya değişen tohumun bilince düşmesini hazırlar. Onun filizlenmesi, boy atması, gelişip serpilmesi artık hayal gücü ile çalışma yeteneğine kalmıştır.(5 ve 6. soruları metne göre yanıtlayın.)
Yaya ayraçtaki boşluğu metnin anlamını bozmayacak şekilde doldurmak için aşağıdakilerden hangisi yazılmalıdır?
Ama kurtulmanın yolu yoktur. | |
Düş ve yaratma, bu kurtuluşun iki yoludur. | |
Herkesin kurtuluş ümidi farklıdır . | |
Hiçbir çare kurtulmak için iyi bir yol değildir . |
Soru 6 |
Metnin türü aşağıdakilerden hangisidir?
Deneme | |
Anı | |
Öykü | |
Makale |
Soru 7 |
I.Anlatılanlar gerçektir , hayalde yaratılmaz
II.Anlatılan yerin özellikleri, güzellikleri ele alınır.
III.İzlenimlere ve duyulanlara da yer verilir.
IV. Toplumun sosyal, ekonomik vb. durumlarına değinilmez.
Numaralandırılmış cümlelerden hangisi gezi yazısı türü için doğru değildir?
I | |
II | |
III | |
IV |
Soru 8 |
Tramvay hala yok. Donmak üzere olan insanların tatlılığını içimde duymaya başladım. Bir iki adım atmamıştım ki önüme bir adam dikildi. Rüzgardan yalnız bir karartı gördüm. Sonra yüzüne doğru bir hortumdan çıkar gibi bir duman yayıldı: Adam konuşuyordu. Tatlı, munis bir Anadolu şivesiyle:
-Ağabey, dedi, buradan bana benzer bir takım adamlar geçti mi?
Evet, adamın hakkı vardı. Ona benzer adamlar, ötekilerden kolaylıkla ayrılabilirdi. Kış günü bir şehirde insanlar palto , şapka giyer, ayaklarında ayakkabılar vardır. Bu adamın ne paltosu, ne şapkası, ne de ayakkabıları vardı. Buna karşılık sırtında mor pamukları yer yer, parça parça dökülen bir hırkası, belinde ipi, ayağında yazlık tüy gibi bir pantolonu ve ayaklarında da yine iplerle bağlanmış çuvalı..
Metnin türü aşağıdakilerden hangisidir?
Gezi yazısı | |
Öykü | |
Destan | |
Deneme |