Soru 1 |
Bir bilgi yarışmasına katılacak olan Ayşe, Beril, Cemil ve Demir’in iki hafta boyunca günde kaç saat çalıştıkları belirlenmiş ve her birinin çalışma süresi grafik üzerinde gösterilmiştir. Öğrencilerin çalışma sürelerine ilişkin şunlar bilinmektedir:
• Ayşe: Her iki haftada da en fazla ve en az çalıştığı günler aynıdır.
• Beril: Haftanın her günü; birinci hafta, ikinci haftadan daha fazla çalışmıştır.
• Cemil: Çalışma saatleri, birinci hafta gün geçtikçe azalırken ikinci hafta gün geçtikçe artmıştır.
• Demir: Her iki haftada da hafta sonları, hafta içindeki günlere göre daha az çalışmıştır.
Buna göre aşağıdaki grafiklerin hangisi sözü edilen öğrencilerden herhangi birine ait değildir?
![]() | |
![]() | |
![]() | |
![]() |
Soru 2 |
Nitelik ve nicelik bakımından çok iyi bir okur kitlesine sahip olduğumu düşünüyorum. Beni okuyanlar, gündelik ve edebiyat dışı okumalardan uzak duranlardır. Sıradan değildir onlar; kitap değil, yazar okumayı öğrenmişlerdir. Böyle bir okur kitlesini hak ettiğime inanıyorum çünkü kalemimin ucunu gelgeç modalar için yontmadım.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Metni oluştururken okurun beklentilerini gözetmemek | |
Yapıtı geleceğe taşıyacak unsurlara önem vermemek | |
Herhangi bir sanat anlayışına bağlı olmamak | |
Eseri geçici beğenilere göre oluşturmamak |
Soru 3 |
Bugün çiçeklerin, ağaçların yüzü güldü. Benim de... Dört beş aylık ayrılıktan sonra “Merhaba!” dedi yağmur. Sabah kahvaltıda duydum şıpırtıyı. Çayımı kaptığım gibi fırladım balkona. Gerçekten yağıyor. Gök yarı güneşli... Her zamanki gibi değil yağış. “Hadi, biraz daha!” diyorum içimden. Islattı epey. Beni, bahçeyi... Tozları yıkadı. Şimdi pırıl pırıl her yer.
Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Farklı duyularla ilgili ayrıntılar | |
Mecazlı söyleyiş | |
Karşılaştırma | |
Abartma |
Soru 4 |
Edison altmış yedi yaşındayken bütün hayatını adadığı atölyesi yanar. O sırada yanında bulunan oğlu, babasının tepkisinin ne olacağını merak eder. Edison, oğluna “Anneni çağır, o da bizimle beraber izlesin.” der. Ertesi sabah kahvaltıda ailesini toplar ve “Şu anda bütün hatalarımız yanmış durumda.” der. Edison bu olaydan üç hafta sonra ses kayıt sisteminin çekirdeğini oluşturan gramofonu icat eder. Bu olay, - - - - insan hayatındaki yerini göstermesi bakımından manidardır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
iyimserliğin | |
alçak gönüllülüğün | |
yardımseverliğin | |
şefkatin |
Soru 5 |
Bu metinden Hulûsi Kentmen’le ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Sinema ile şöhret kazandığına | |
Sanatın farklı dallarıyla uğraştığına | |
Sanat hayatına sinema ile başladığına | |
Filmlerinde benzer karakterleri canlandırdığına |
Soru 6 |
Gazeteci:
(I) - - - -
Yazar:
Ben İstanbul’un mütevazı bir mahallesinde doğdum. Hayalleri, özlemleri ve umutlarıyla yaşama bağlı insanların bulunduğu bir mahalle... Ne yazık ki buradaki insanlar acılarını, sevinçlerini kimseye duyuramıyorlardı. İşte ben, öykülerimle onların sesi olmak istedim.
Gazeteci:
(II) - - - -
Yazar:
O kadar çok ki hangisini söylesem bilemiyorum. Ancak gençliğimizde hem beni hem kuşağımızı etkilemiş bir yazar olan Rilke’nin “Malte Laurids Brigge’nin Notları” adlı eseri; yaşamı, doğayı, insan ilişkilerini oya gibi işleyen anlatımıyla bende ayrı bir yere sahiptir.
Bu konuşmada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
(I) Eserlerinizde İstanbul’u anlatmanızın nedeni nedir? (II) Üslubunuzu belirlerken Rilke’den etkilendiniz mi? | |
(I) Sizi yazmaya teşvik eden olay veya durum ne oldu? (II) Hayatınıza yön veren bir eser var mıdır? | |
(I) İstanbul’un yoksul bir mahallesinde yaşamanız, yazarlığınızı nasıl etkiledi? (II) Çok tanınan ama sizi hayal kırıklığına uğratan bir yazar oldu mu? | |
(I) Öykülerinizde karakterleri kurgularken nelere dikkat edersiniz? (II) Gençliğinizde sizi en çok etkileyen sanatçı kim olmuştu? |
Soru 7 |
Bu haritada gösterilen güzergâh aşağıdaki tur programlarından hangisine ait olabilir?
Ocak Ayı Tur Programı: Her mevsimi ayrı güzel olan Kapadokya, kışın daha cazip bir hâle bürünür. Bu güzel dönemde bölgeyi görmek için önce Nevşehir’in merkezindeki tarihî alanlar gezilir. Bu tarihî alanlar gezildikten sonra Uçhisar’dan, karla kaplı masal diyarı Kapadokya izlenir. Göreme bu masal diyarının sonraki rotasıdır. Onu Ürgüp takip eder. Ürgüp de güzelliğini gösterdikten sonra sıra Çavuşin ve Zelve’ye gelir. | |
Nisan Ayı Tur Programı: Kapadokya’yı bu ayda gezmek için önce Nevşehir’in merkezindeki Damat İbrahim Paşa Külliyesi’ne gidilir, sonra Uçhisar’a geçilir. Ardından Kavak’ta çay molası verilir. Bundan sonraki duraklar sırasıyla Ortahisar ve Ürgüp’tür. Ürgüp’ten sonra sizi harika manzarasıyla Göreme karşılar. Göreme’yi gizli güzellikleriyle Çavuşin ve saklı kent Zelve izler. Tur programı, Kızılırmak sularının hayat verdiği Avanos’ta biter. | |
Ağustos Ayı Tur Programı: Turumuz Nevşehir’de, Damat İbrahim Paşa Külliyesi’nde başlayıp Kızılırmak üstüne kurulmuş, nefis manzaralı köprüsüyle ünlü Avanos’ta son bulur. Bu iki rota arasında ise sizi bambaşka ve harika mekânlar bekler. Nevşehir’in ardından Uçhisar gezilir. Sonrasında ise Kavak’a varılır. Kavak’ta verilen kısa bir fotoğraf molasının ardından sırasıyla Göreme ve Ürgüp gezilir. Çavuşin ve Zelve’ye de gidildikten sonra yolumuz Kızılırmak’a çıkar. | |
Ekim Ayı Tur Programı: Turumuza ik olarak Kızılırmak kıyısındaki Avanos’ta yapacağımız kahvaltıyla başlarız. Çavuşin, diğer bir deyişle gizli güzellik, ikinci durağımızdır. Oradan sonbaharın sararttığı Zelve ve Göreme gezilir. Ürgüp türküsü eşliğinde Ürgüp’ün güzellikleri de görüldükten sonra Ortahisar’a uğranır. Ardından Kavak... Sonrasında Uçhisar’da nefis bir Kapadokya manzarası izlenir. Güneş batarken Nevşehir il merkezine ulaşılır. |
Soru 8 |
Rivayete göre önce eau admirable (hayranlık verici su), daha sonra da “eau de Cologne” (Köln suyu) adıyla pazarlanmaya başlanan kolonya ilk kez 1709 yılında üretilmiştir. İçeriğindeki maddelerin etkisiyle vücuttaki ısıyı çektiği için ferahlatıcı bir özelliğe sahip olan kolonya, ilk geliştirildiği yıllarda tıbbi amaçla kullanılmıştır. Ağız çalkalamada, yara temizlemede, kas ve eklem ağrılarının ovulmasında faydalanılmış, keskin kokusu sebebi ile bir ayıltıcı olarak çokça tercih edilmiştir. Osmanlı topraklarına girişi II. Abdülhamit Dönemi’nin ilk yıllarına rastlayan ve kozmetik ürünü olarak da kullanılan bu parfüm Türk geleneğinin, türlü şekerlemeler eşliğinde sunulan en gözde ikram ürünlerinden biri olmuştur.
Bu parçada kolonya ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Kullanım alanlarına | |
Türk kültüründeki yerine | |
İçeriğinde neler bulunduğuna | |
Hangi isimlerle anıldığına |
Soru 9 |
Aşağıda eski kitap ciltlerinde bulunan bazı bölümler tanımlanmıştır.
Mıklep: Kitabın okunmakta olan yerini belli eden, ucu üçgenimsi, katlanabilir parça.
Şemse: Kitabın ön ve arka kapağında bulunan dairevi süs.
Salbek: Şemsenin iki ucundaki uzantı süs.
Sırt: Formaların (Tek kâğıt tabaka üzerine basılan on altı sayfalık kitap parçası) bağlandığı bölümü örten kısım.
Sertap: Mıklebi kitaba bağlayan ve kitabın ön kısmını muhafaza eden, mıklebe hareket kabiliyeti sağlayan bölüm.
Bu açıklamalara göre,
görselinde okla gösterilen alanlara aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
Mıklep | |
Sırt | |
Sertap | |
Salbek |
Soru 10 |
Aynı sözcükler kullanılarak oluşturulan söz öbekleri ve birleşik sözcüklerin bitişik mi, ayrı mı yazıldığına karar vermek için cümlede hangi anlamda kullanıldığına bakılır. Örneğin “yer” ve “altı” sözcüklerinin birleşmesiyle oluşan yapılar, hem “yerin altı (yer altı)” hem de “gizli ve yasa dışı (yeraltı)” anlamlarını sağlar. Bu kullanımlardan ilki (yer altı), anlamsal açıdan şeffaflık taşıdığından söz öbeği işlevindedir ve ayrı yazılmalıdır. Ancak anlamsal şeffaflığın bulunmadığı ikinci durumda sözcük (yeraltı), farklı bir kavramı karşılar hâle geldiği için yeni bir sözcük olarak değerlendirilmeli ve bitişik yazılmalıdır.
Bu metne göre aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözün yazımı yanlıştır?
Kendisine çok iyi bakacağımı, isterse sağ kolum olabileceğini söyledim. | |
Gözlerini açar açmaz, baş ucunda bekleyenlere gülümsemeyi ihmal etmedi. | |
Müzenin kurulmasına önayak olan sanatçılarımıza, katkılarından dolayı minnettarız. | |
Büyük bir maharetle attığı topun kaleye girmesine bıçaksırtı kalmıştı. |