“Osmanlı Devleti padişahı olarak görevlerim, devlet işlerinde son kararı vermek, savaşta or­dunun başında sefere çıkmak veya komutan atamak, yüksek rütbeli devlet adamlarını atamak, savaş ve barışa karar vermek, halifelik görevini yerine getirmektir.”
Buna göre, Osmanlı padişahlarının aşağı­daki alanlardan hangisine yönelik görevi olduğu söylenemez?

Eski Türklerde siyasi, askeri ve ekonomik ka­rarların alındığı meclise toy ya da kurultay de­nilmekteydi. Kurultay hakanın başkanlığında yılda iki kez toplanırdı ve danışma meclisi ni­teliğindeydi.
Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Eski Türklerde, ülke, hakan ve ailesinin or­tak malı sayılır, hakan ölünce aile tarafından pay edilirdi. Bu durum Türk devletlerinin kısa ömürlü olmalarına sebep olmuştur. Ayrıca bazı kaynaklar, hakanın eşi olan hatunun hakana yardımcı olarak önemli toplantılarda bulunduğundan hatta fermanların “Hakan ve hatun emrediyor ki…” diye başladığından söz ederler.
Yukarıdaki bilgilerden aşağıdaki sonuçlar­dan hangisi çıkarılamaz?

Osmanlı Devleti’nde bugünkü Bakanlar Kuru­lu’na benzer bir teşkilat olan Divan-ı Hümayun vardı. Bir tür meclis olan Divan-ı Hümayun da devlet işleri, askerlik konuları görüşülür, dava ve şikayetler çözüme kavuşturulup karara bağlanırdı.
Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Osmanlı Devleti’ndeki Divan-ı Hümayun, han­gi din ve ırktan olursa olsun her kesimden hal­ka açıktı. Divanda herkesin görüşü alınırdı. Fakat son söz padişaha aitti.
Buna göre, Divan-ı Hümayun ile ilgili ola­rak;
I. Din ve ırk ayrımı yapılmadan her kesimden insana açık olduğu,
II. Danışma organı niteliğinde olduğu,
III. Kısmen de olsa demokratik bir sürecin yaşandığı
yargılarından hangileri söylenebilir?

1876 yılında “Kanun-ı Esasi” adı verilen ana­yasa kabul edildi. Bu durum, Osmanlı Devleti için önemli bir değişimdi. Çünkü padişahın ya­nında halkın da yönetime katılmasını sağla­yan “meşrutiyet” yönetimine geçildi.
Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi­ne ulaşılabilir?

Aşağıdakilerden hangisi Türk tarihinde de­mokrasinin gelişmesinde etkili olan belge­lerden biridir?

Orta Asya Türk Devletlerinde kağanların un­van almalarında yalnız hanlık egemenliği de­ğil, arkalarında ilahi destek olduğuna da ina­nılır. Kağan kanında kut taşır. Kut, Tanrı’nın kağana devleti yönetme gücünü ve yetkisini vermesidir.
Buna göre;
I. Yönetimde laik bir anlayış yoktur.
II. Orta Asya Türk devletlerinde ilahi kaynağa önem verilmiştir.
III. Kağanlar kut yetkisini kullanmıştır.
yargılarından hangileri söylenebilir?