II. İnönü Savaşı’ndan sonra İngilizlerin Yunanlılara karşı olan güvenleri azaldığı gibi sömürgelerinde bulunan Hintli Müslümanlar da İngilizlere sorun çı­karmaya başlamışlardır.

Buna göre;
I. Yunanlıların siyasi alanda prestij kaybettiği,
II. İngilizlerin sömürgesi altındaki bölgelerde sı­kıntıların ortaya çıktığı,
III. Hintli Müslümanların Türklere maddi yardımda bulunduğu,
IV. II. İnönü Savaşı’nda Yunanlıların Kuvayı-milliye birliklerine yenildiği
yargılarından hangileri söylenebilir?

I. İstiklal Marşı’nın kabul edilmesi
II. İtilaf Devletleri’nin, TBMM’yi Londra Konferan­sı’na davet etmesi
III. Çerkez Ethem Ayaklanması’nın bastırılması
IV. Sovyetler Birliği ile Moskova Antlaşması’nın imzalanması

I. İnönü Savaşı’nın sonunda yaşanan yukarıda­ki gelişmelerden hangileri TBMM’nin uluslararası alanda tanındığının göstergesidir?

Batı Cephesi’nde düzenli orduya katılmak isteme­yen Çerkez Ethem birlikleri ayaklanmalar çıkardı. Bu durumdan yararlanan Yunan kuvvetleri saldırı­ya geçerek Batı Anadolu’yu ele geçirmek ve Sevr Barış Antlaşması’nı Türklere onaylatmak istediler.
Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

Kütahya – Eskişehir Muharebeleri’nde Yunan taar­ruzu karşısında Türk ordusu kayıplar vermeye baş­lamıştı. Mustafa Kemal daha fazla kayıp verilmesi­ni engellemek için İsmet Paşa’ya orduyu Sakarya Nehri’nin doğusuna çekmesi emrini vermiştir.
Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisi söy­lenebilir?

TBMM’nin kurduğu düzenli ordu 1. İnönü Savaşı’nı kazanmıştır. Askeri alanda yaşanan bu zafer siya­si başarıları da beraberinde getirmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi anlatılan duruma kanıt olarak gösterilemez?

1921 Anayasası Kurtuluş Savaşı sırasında hazır­landığı için TBMM’nin hızlı çalışmasını sağlamak amacıyla güçler birliği ilkesini benimsemiştir. Ya­sama, yürütme ve yargı yetkileri TBMM’de top­lanmıştır. Bu durum savaşın başarıya ulaşmasına yardımcı olmuştur.
Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisi söy­lenemez?

İtilaf Devletleri, Londra Konferansı’na İstanbul Hükümeti ile TBMM’yi aynı anda çağırmıştır. Kon­ferans başladığı sırada İstanbul Heyeti Başkanı Sadrazam Tevfik Paşa “Ben sözü Türk milletinin hakiki temsilcisi olan TBMM baş delegesine bı­rakıyorum.” diyerek çekildi. Yapılan görüşmelerde itilaf Devletlerinin Sevr Antlaşması’nı küçük değişikliklerle kabul ettirme çabaları, konferansın sonuç alınamadan dağılmasına sebep oldu.
Yukarıdaki bilgilere göre aşağıdakilerden han­gisi söylenemez?

İstanbul’da Tevfik Paşa Hazretlerine
“Ulusal iradeye dayanarak Türkiye’nin alın yazısını eline alan, yasal ve bağımsız tek egemen kuvvet, Ankara’da sürekli çalışmakta olan TBMM’dir. Tür­kiye ile ilgili bütün sorunları çözümleyecek ve her türlü dış işlerinde başvurulacak yer, ancak bu mec­lisin Bakanlar Kurulu’dur. İstanbul’daki herhangi bir kurulun hiçbir yönden yasal ve hukuksal niteliği yoktur.” (Mustafa Kemal)

Bu bilgilere göre;
I. Mustafa Kemal’in, İstanbul Hükumeti’ni tanıma­dığı,
II. Türkiye Devleti’nin tek temsilcisinin TBMM ol­duğu,
III. Türkiye’nin milli irade esasına dayandığı
yargılarından hangileri söylenebilir?

“Türk halkının var oluş mücadelesinde en çetin sa­vaşlar Batı Cephesi’nde verilmiştir. Batı Cephesi’n­deki ilk savaşımız olan 1. İnönü Muharebesi, Türk halkının haklı davasını dost düşman birçok unsura resmen kabul ettirdiği bir dönüm noktası olmuştur.” diyen bir tarihçi bu yargısını;

I. Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması’nın im­zalanması
II. Afganistan ile Dostluk Antlaşması’nın imzalan­ması
III. TBMM’nin Londra Konferansı’na davet edilme­si
gelişmelerinden hangileri ile destekleyebilir?

Gediz Muharebesi’nde Türk birliklerinin taarruza geçip başarılı olmaması üzerine Mustafa Kemal “Komutan ne kadar önemli olursa olsun eğer komu­ta ettiği birlikler askerlik mesleğinden yoksun iseler bu ordunun başarıya ulaşması mümkün değildir.” sözlerini ifade etmiştir.
Mustafa Kemal’in yukarıdaki bu sözleriyle aşa­ğıdakilerden hangisinin önemini vurguladığı savunulabilir?