“Efendiler, milletimizin başına giyinmekte olduğu, cahillik, gaflet, taassup; yenilik ve medeniyet düşmanlığının belirgin işareti gibi görünen fesi atarak onun yerine bütün medeni dünyaca başlık olarak kullanılan şapkayı giymek ve böylece Türk milleti­nin medeni toplumlardan zihniyet bakımından da hiçbir ayrılığı bulunmadığını göstermek kaçınıl­maz oluyordu.”

Buna göre, Mustafa Kemal’in fes yerine şapka giyilmesine önem vermesinde;

I. fesin geriliği temsil etmesi,

II. şapkanın, çağdaş dünya tarafından kullanıl­ması,

III. Türk milletinin de çağdaş bir düşünceye sahip olduğunun ispatlanmak istenmesi

durumlarından hangilerinin etkili olduğu savu­nulabilir?

I. Askerlik, okul, tapu ve miras işlerinde karışıklığı önlemek amaçlanmıştır.

II. 21 Haziran 1934 tarihinde çıkarılan “Soyadı Kanunu” ile her vatandaşın adından başka, bir de soyadı taşıması zorunlu kılınmıştır.

III. Kanuna göre, her Türk kendi adından başka ailesinin ortak olarak kullanacağı bir soyadı al­mıştır.

IV. Soyadlarının Türkçe olması ve ahlaka aykırı olmaması şartı getirilmiştir.

“Soyadı Kanunu” ile ilgili verilen yukarıdaki bil­gilerden hangisi, bu inkılapla milli bir kimlik kazandırılmak istendiğine kanıt olarak gösteri­lebilir?

1910 yılında Fransa ‘da Picardie Manevralarına katılan Atatürk’e bir Alman subay “Şu fes olmasa düşünceleriniz ne güzel.” demişti.

Bu olay Atatürk’te hangi konuda inkılap düşün­cesinin oluşumuna katkıda bulunmuş olabilir?

30 Kasım 1925 yılında çıkarılan kanunla tekke ve zaviyeler; şeyhlik, dervişlik, dedelik, seyyitlik, çelebilik gibi ayrıcalık bildiren unvanların kullanımı ve falcılık, büyücülük, muskacılık gibi faaliyetler ya­saklanmıştır.

Buna göre, yaşanan değişim için aşağıdaki yargılardan hangisi söylenemez?

– Şapka ve kıyafet inkılabının yapılması

– Tekke ve zaviyelerin kapatılması

– Miladi takvimin kabul edilmesi

Bu inkılapların ilgili olduğu kavram aşağıdaki­lerden hangisi olabilir?

Verilen inkılapların hangilerinde toplumsal alandaki ikiliklerin kaldırılması amaçlanmıştır?

“Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cinsten oluşmuştur. Kabul edilebilir mi ki, kitlenin bir parçasını yükseltelim diğer parçasını görmezden gelelim de kitlenin tamamı yükselebilsin? Olabilir mi ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin. Şüphe yok yükselme adımları dediğim gibi iki cins tarafından beraber arkadaşça atılmalıdır. Yükselme ve yeni­leşme alanında birlikte aşama kaydetmek gerekli­dir. Böyle olursa inkılaplar başarılı olur.”

Atatürk, yukarıdaki konuşmasında inkılapların başarıya ulaşmasını aşağıdaki ilkelerden han­gisine dayandırmıştır?

Dünya’da Kadın Hakları

– Fransa’da kadınlar 1946 yılında oy kullanma hakkını elde etmiştir.

– İtalya’da kadınlar 1948 yılında seçimlere katılabilmiştir.

– Japonya kadınları seçim haklarını 1950 yılında almıştır.

– İsviçre’de kadınlar, siyasi haklarını 1971 yılında almıştır.

Türkiye’de Kadın Hakları

– 3 Nisan 1930 yılında kabul edilen yasa ile kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı verilmiştir.

– 26 Ekim 1933 tarihinde kabul edilen yasa ile Türk kadınına muhtarlık ve ihtiyar heyetliği için seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.

– 5 Aralık 1934 tarihinde kabul edilen başka bir yasa ile kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.

Buna göre, Türkiye’de kadın haklarıyla ilgili olarak;

I. Türkiye’de kadının siyasi hakları sürece yayıla­rak aşama aşama verilmiştir.

II. Türk kadını siyasal haklarını bir çok Avrupa ve dünya ülkesindeki kadınlardan önce almıştır.

III. Kadın hakları ile ilgili yenilikler “Çağdaş uygarlığın önüne geçme” ilkesi doğrultusunda yapılmıştır.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

– Uzunluk birimi olarak metrenin kabul edilmesi

– Miladi takvimin kabul edilmesi

– Ağırlık birimi olarak kilogramın kabul edilmesi

– Uluslararası rakamların kabul edilmesi

Cumhuriyet Dönemi’nde yapılan bu inkılaplar en çok aşağıdaki alanlardan hangisiyle ilgilidir?